Sürünün üreme verimliliği, sürdürülebilir sığır yönetiminin temel bileşenlerinden biridir. Süt ve et sığırı yetiştiriciliğinin kârlılığı, süt verimi ve buzağıların sağlıklı gelişimi ile doğrudan ilişkilidir. Her iki durumda da üreme verimliliğinin optimize edilmesi, ineklerin suni tohumlama veya doğal aşım için yüksek bir oranda kızgınlıkta yakalanması ve yüksek gebelik oranı sağlanmasıyla mümkündür. Üremeye yönelik temel hedef, her ineğin her yıl sağlıklı, canlı, istenilen genetik özelliklere sahip bir buzağıyı, uygun zamanda ve doğum problemi yaşamadan dünyaya getirmesidir. Sığır yetiştiriciliğinde doğal aşımın yanı sıra suni tohumlama (AI) ve embriyo transferi (ET) gibi üreme biyoteknolojilerinden de faydalanılabilir. Bu teknolojiler, genetik ilerlemeyi uygun maliyetle sağlarken aynı zamanda hayvan sağlığı ve sürü sürdürülebilirliğine katkı sunar.
Sığırlarda üreme performansını değerlendirmek için çeşitli parametreler kullanılmaktadır. Bu terimlerin bazıları karmaşık olabilir ve kısaltmalar sıklıkla yanlış anlaşılabilir. Bu nedenle, bu makale okuyucuların bu karmaşık kavramlara aşina olmasına yardımcı olmayı ve açıklık getirmeyi amaçlamaktadır.
Bu konuda Ceva Sounds Ruminants'ın bir de podcasti var! Dinleyemeyi tercih edebilirsiniz:
Üreme yönetimi konseptleri & indikatörleri
İlk Doğum Yaşı (Age at first calving)
İnek adayları (düveler) için ilk doğum, üretken yaşamlarının başlangıcını temsil eder. Bu doğum geciktiğinde, genel süt ineği verimliliği azalır. Ortalama ilk doğum yaşı, belirli bir 12 aylık dönemde ilk doğumunu yapan tüm düvelerin yaşlarının toplamının, doğum yapan düve sayısına bölünmesiyle hesaplanır. Süt inekleri için ideal ilk doğum yaşı yaklaşık 22–23 aydır.
Doğum Aralığı (Calving interval)
Bir ineğin bir doğumundan sonra, bir sonraki doğumuna kadar geçen gün sayısını ifade eder. Bu ölçüt, çiftlikteki üreme sorunlarını değerlendirmede yalnızca ilk gösterge olarak kullanılmalıdır; çünkü ikinci ya da daha sonraki doğumları gerçekleştiremeyen inekleri dikkate almaz. Bu sınırlılık, sürünün gerçek üreme performansının olduğundan daha yüksek tahmin edilmesine yol açabilir.
Doğum İndeksi (Calving Index)
Bir sürüdeki tüm ineklerin ortalama doğum aralığını (gün cinsinden) ifade eder. Yıl boyunca doğum yapan sürülerde doğurganlık dinamiklerinin genel bir görünümünü sağlar.
Doğumdan İlk Tohumlamaya Kadar Geçen Süre (Calving to First Service Interval)
Bir ineğin doğum yaptığı andan ilk tohumlamaya kadar geçen gün sayısıdır. Bu değer, sürüdeki ilk tohumlamasını alan tüm ineklerin ortalamasıdır. Bu ölçüm, daha sonra açıklanacak olan Gönüllü Bekleme Süresi (Voluntary Waiting Period - VWP) ve Sunum Oranı (Submission Rate - SR) gibi faktörlerin etkisini birlikte yansıtır. 50 günün altındaki kısa aralıklar gebelik oranlarını düşürebilir ve ineğin memesinde fazla süt varken kuruya alınmasını gerektirdiğinden süt kayıplarına ve mastitis riskine neden olabilir. Daha uzun aralıklar gebelik oranını iyileştirebilir, ancak aşırı uzun aralıklar ekonomik kayıpları artırır ve aşırı kondisyonlu ineklerin doğum yapma riskini beraberinde getirir.
Doğumdan Gebeliğe Kadar Geçen Süre (Calving to Conception Interval - CCI)
Bir ineğin doğum yaptığı andan gebe kaldığı tohumlamaya kadar geçen gün sayısıdır. Sürü düzeyindeki CCI, üreme sezonunda gebe kalan tüm ineklerin ortalamasıdır. Kısa bir CCI, etkili bir üreme yönetiminin göstergesidir; iyi planlanmış bir gönüllü bekleme süresi, etkili tohumlama zamanlaması (ister fertilite programlarıyla, ister kızgınlık tespitiyle), yüksek tohumlamada gebelik oranı ve açık kalan inekler için etkili bir yeniden senkronizasyon stratejisi olduğunu gösterir. Genellikle 80–150 gün arasında değişir.
Gebelik Oranı (Conception Rate - CR)
Bir tohumlamadan sonra gebe kalan ineklerin yüzdesidir. Sürünün CR değeri dört ana faktöre bağlıdır:
-
İnek fertilitesi: Yetersiz beslenme ve çevresel stres gibi gebelik oluşumunu etkileyen inekle ilgili faktörler
-
Boğa fertilitesi: Kullanılan suni tohumlama sperm kalitesi
-
Kızgınlık tespiti doğruluğu: Tohumlamanın kızgınlık veya ovulasyonla ne kadar iyi zamanlandığı
-
Suni tohumlama etkinliği: Uygulama tekniğinin gebelik oranına etkisi
Eliminasyon Oranı (Culling Rate)
Belirli bir dönemde (genellikle 12 ay), bir sonraki laktasyona başlamadan önce sürüden satılan, ölen veya başka bir yere transfer edilen ineklerin sayısının, aynı dönemde doğum yapan toplam inek sayısına oranı şeklinde ifade edilir.
Açık Gün Sayısı (Days Open)
Başarıyla gebe kalan inekler için doğumdan gebeliğe kadar geçen ortalama gün sayısını, gebe kalamayan inekler için ise doğumdan sürüden çıkarılmalarına (eliminasyon) kadar geçen süreyi ifade eder. Açık gün sayısı, gebe kalamayıp sürüden çıkarılan hayvanları da hesaba kattığı için üreme verimliliğini değerlendirmede güvenilir bir göstergedir. Bu süre; gönüllü bekleme süresi, kızgınlık tespit oranı, gebelik oranı, sürünün genel sağlık durumu ve beslenme gibi faktörlerden etkilenir.
Erken Embriyonik Kayıp (Early Embryonic Loss - EEL) / Geç Embriyonik Kayıp (Late Embryonic Loss - LEL)
Gebelik kayıpları gebeliğin çeşitli evrelerinde meydana gelir. En yüksek kayıp oranı genellikle gebeliğin ilk ayında görülür ve bu kayıpların çoğu, yaygın tanı yöntemleriyle (yaklaşık 28. gün civarında) gebeliğin tespit edilmesinden önce gerçekleşir. Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde kayıplar daha düşük oranlarda görülür.
-
24. günden önceki kayıplar Erken Embriyonik Kayıp (EEL) olarak sınıflandırılır.
-
24 ila 42–50. günler arasındaki kayıplar Geç Embriyonik Kayıp (LEL) olarak adlandırılır.
-
50. günden sonraki kayıplar ise fetal kayıp olarak değerlendirilir.
Gebelik kaybı yaygın görüldüğü için, gebeliğin 25 ila 60. günleri arasında gebe olarak tanımlanan ineklerde gebeliğin devam edip etmediğini doğrulamak amacıyla bir veya daha fazla teyit testi yapılması önerilir. Gebelik kaybı; rektal ultrasonografi ya da palpasyon gibi doğrudan yöntemlerle veya gebeliğe özgü glikoproteinlerin (Pregnancy Associated Glycoproteins – PAGs) ölçümü gibi dolaylı yöntemlerle tespit edilebilir.
Zamanlanmış Suni Tohumlama (Fixed Time Artificial Insemination - FTAI)
Sürüdeki hayvanların hormonlar (enjeksiyon yoluyla veya progesteron salan vajinal bir araç – PRID – yerleştirilmesiyle) kullanılarak senkronize edilmesiyle belirli bir zaman diliminde suni tohumlamaya alınmasını sağlayan bir üreme teknolojisidir. Bu yöntem, kızgınlık tespitine gerek kalmadan suni tohumlama yapılmasına olanak tanır ve gebelik oranını önemli ölçüde artırır.
Kullanılan farklı stratejilere rağmen FTAI teknolojisi, temelde şu üç fizyolojik sürecin kontrolüne dayanır: folikül dalgasının başlatılması, luteolizisin (sarı cisim yıkımı) sağlanması ve zamanlanmış ovulasyonun indüklenmesi. Tohumlama bu zamanlanmış ovulasyonla eş zamanlı olarak yapılır.
FTAI uygulaması, doğumların daha kolay gerçekleşmesini sağlar, tohumlama ve doğum sezonlarını kısaltır, doğum sonrası anöstrus görülme sıklığını azaltır, fertiliteyi artırır ve daha tutarlı, sağlıklı buzağı hatlarının oluşmasına katkıda bulunur.
Zamanlanmış Embriyo Transferi (Fixed Time Embryo Transfer - FTET)
Kızgınlık tespiti gerektirmeden embriyo transferinin yapılmasını sağlayan bir protokoldür. Güncel FTET protokolleri, FTAI programlarının temel prensiplerini takip eder. Progestagen salan araçlarla birlikte östrojenler veya GnRH ve prostaglandinlerin kombinasyonu kullanılarak folikül dalgası dinamikleri ve ovulasyon kontrol altına alınır ve senkronize edilir. İndüklenen ovulasyondan 7 gün sonra embriyo, ovulasyonun gerçekleştiği yumurtalığın bulunduğu taraftaki uterusun cornularının yumurtalıklara yakın olan kısımlarına yani ikinci yarısına transfer edilir.
Kızgınlık Tespit Oranı (Heat Detection Rate - HDR)
Belirli bir zaman diliminde (genellikle 21 gün) kızgınlıkta olduğu doğru bir şekilde tespit edilen ineklerin, kızgınlığa girmeye uygun olan inekler içindeki oranını gösterir. Bu oran, kaçırılan kızgınlıkları (kızgınlığa girdiği hâlde tespit edilemeyenler) ve yanlış pozitifleri (kızgınlıkta olmadığı hâlde kızgınlıkta zannedilenler) de dikkate alır.
Tohumlamalar Arası Süre (Interservice Interval)
Bir ineğin iki tohumlama ya da kızgınlık dönemi arasındaki gün sayısıdır; bireysel hayvan veya sürü düzeyinde hesaplanabilir. Çoğu inek bu süreyi 20–24 gün aralığında tamamlamalıdır. Bu sürede artış görülmesi, kaybedilen gebelikleri ya da zayıf kızgınlık tespitini işaret edebilir.
21 Günlük Gebelik Oranı (21-Day Pregnancy Rate - PR%)
Belirli bir zaman diliminde (genellikle 21 gün), gebe kalmaya uygun olan hayvanlardan kaç tanesinin gebe kaldığını gösteren yüzdelik orandır. CR% (conception rate) ve 21 günlük HDR% (heat detection rate) oranlarının bileşimiyle hesaplanır. Bir sürünün fertilitesini değerlendirmede en doğru parametrelerden biridir.
Sunum Oranı (Submission Rate - SR)
Kızgınlık tespitinde en çok kullanılan ölçüttür. 21 veya 24 günlük bir periyotta tohumlanmaya uygun ineklerden gerçekten tohumlananların oranını gösterir. Bu oran, kızgınlık tespitinin sürüdeki etkinliğini ölçen kilit bir göstergedir ve üreme sezonunun başında hesaplanarak zamanında aksiyon alınmasını sağlar. İyi yönetilen, yıl boyunca doğum yapan sürülerde bu oran %70’in üzerinde olmalıdır.
Gönüllü Bekleme Süresi (Voluntary Waiting Period - VWP)
İneklerin doğumdan sonra belirli bir süre boyunca bilinçli olarak tohumlanmadığı planlı bir periyottur. Amaç, hayvanların çok erken dönemde tohumlanmasını önlemektir. Bu süre sürüden sürüye veya mevsimsel olarak değişebilir, ancak çoğu süt sürüsünde genellikle 50–77 gün arasındadır. İlk tohumlama stratejilerine göre bu süre değişiklik gösterir; kızgınlık tespitine dayanan sürüler VWP’yi öne çekmelidir, oysa ilk suni tohumlama için fertilite programları kullanan sürüler, %100 SR (sunum oranı) garantisiyle bu süreyi uzatabilir.
Yorumlarınızı buraya bırakın