Clostridia, oksijensiz ortamda yaşayan ve çoğalan küçük anaerob bir bakteridir. Hem çevrede hem de birçok hayvan türünde bulunurlar. En iyi bilinenleri, son derece tehlikeli olan, tetanos ve botulizme sebebiyet veren Clostridium tetani ve Clostridium botulinum’dur.
Ruminantlarda ise başka bir bakteri olan Clostridium perfringens, enterotoksemiye neden olabilir. Bu hastalık çoğu durumda çok hızlı ilerleyen ve etkilenen hayvanların kısa sürede ölümüne yol açan süper akut bir hastalıktır. Hastalık özellikle buzağılar ve yüksek Ortalama Ağırlık Artışı (OAA) hedeflenerek beslenen genç sığırları etkiler.
Clostridium perfringens tip A, kommensal ancak tehlikeli bir clostriadır.
Clostridium perfringens tip A, ruminantların (sığırlar, koyunlar ve keçiler) sindirim sisteminde normalde bulunan bir bakteridir. Bu nedenle varlığı anormal değildir.
Ayrıca, bu clostridia alfa toksin adı verilen önemli bir toksin üretir. Enterotoksemiye sebep olan bu toksindir. Normal durumda, ince bağırsaktaki Clostridium perfringens tip A popülasyonu sınırlıdır (gramda 100.000’den az bakteri), bu yüzden üretilen alfa toksin miktarı da sınırlıdır. Ancak çoğalması için uygun koşullar oluştuğunda, bu bakterinin bağırsaktaki miktarı gramda 10.000.000 bakteriye veya daha fazlasına ulaşabilir. Bu durumda üretilen alfa toksin miktarı çok yüksek olur. Eğer hayvanın bağışıklık sistemi koruyucu aşılama ile uyarılmamışsa, enterotoksemi gelişebilir ve ölümle sonuçlanabilir.
Enterotoksemiye sebep olan clostridia, hastalığı neden tetikler?
Clostridium perfringens tip A’nın anormal çoğalmasına ve dolayısıyla alfa toksinin yüksek miktarda üretilmesine neden olan birçok faktör vardır. Ancak bu faktörler iki ana kategoriye ayrılabilir:
-
Bağışıklığın azalmasına yol açan faktörler: Bağışıklık sisteminin dengeyi koruma ve alfa toksini nötralize etme yeteneğinin azalması
-
Bağırsakta clostridiaların çoğalmasını teşvik eden faktörler
Öncelikle bağışıklığın azalmasına yol açan faktörlere bakalım:
Stres: Vücutta kortizol üretiminin artması yoluyla bağışıklığı baskılayıcı bir etkiye sahiptir. Stresin çeşitli nedenleri olabilir, ancak sığır yetiştiriciliğinde en sık karşılaşılan nedenler barınak koşulları (aşırı kalabalık, ahır değişikliği, hijyen eksikliği vb.) veya hayvanların aşırı veya stresli şekilde tutulmasıdır.
Sağlık nedenleri: BVD gibi bağışıklığı baskılayan enfeksiyöz bir hastalığın bulunduğu sürülerde enterotoksemi salgını çıkma riski daha yüksektir. Benzer şekilde, bağırsak parazitleri de bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etki yapar.
Besin yetersizlikleri: Düşük bağışıklık, mineraller, eser elementler, vitaminler gibi besin öğelerinin eksikliğine ya da genç buzağılarda yaşamın ilk saatlerinde yetersiz kolostrum alımına bağlı olabilir.
Clostridiaların çoğalmasını teşvik eden faktörler ise esasen beslenmeyle ilgilidir. Özellikle diyetteki fazla karbonhidrat (nişasta) miktarının clostridia çoğalmasını desteklediği ve bağırsak mukus salgısını azalttığı kanıtlanmıştır. Bu durum, patojen clostridialar tarafından üretilen enzimlerin etkisini kolaylaştırır. Stres ve bağırsak parazitleri de bu süreci destekler.
Aşağıdaki enterotokseminin farklı nedenleri özetlenmektedir:
- Beslenme Hataları
- Lifler ve proteinler/enerji arasında kötü denge
- Nişasta (karbonhidrat) ve protein fazlası
- Su eksikliği
- Ani rasyon değişikliği
- Kötü sağlık durumu
- Parazitizm (koksidiyoz, bağırsak kurtları)
- Diğer hastalıklar (BVD vb.)
- Çevre
- Barınma sorunları
- Stres (ağıl değişikliği, stresli tedavi vb.)
- Zayıf bağışıklık
- Besin eksiklikleri
- Yetersiz kolostrum alımı (dana buzağıları için)
Enterotokseminin sonuçları nelerdir?
Clostridiaların hızla çoğalması ve alfa toksinin etki mekanizması nedeniyle enterotoksemi çok hızlı seyreden bir hastalıktır. Gerçekten de, ilk belirtilerin ortaya çıkışı ile hayvanın ölümü arasındaki süre genellikle sadece birkaç saattir. Bu nedenle, bir yetiştiricinin önceden hayvanların hasta olduğunu fark etmeden bir ya da birden fazla ölü hayvan bulması sık rastlanan bir durumdur.
Hastalığın bir diğer özelliği ise genellikle aynı anda birden fazla hayvanı etkilemesidir. Çünkü bir besleme hatası meydana geldiğinde bu, buzağı ya da genç sığır grubunun tamamını etkiler. Ayrıca, hızlı büyüyen hayvanların daha fazla yem tüketme yetenekleri nedeniyle yavaş büyüyenlere göre daha fazla risk altında olduğunu bilmek önemlidir. Örneğin, bir grup genç sığır arasında genellikle en iyi gelişim göstermiş olanlar en çok kaybedilenler olur.
Sürülerde enterotoksemi salgınının ekonomik sonuçları bu nedenle çok ağır olabilir ve birkaç bin euroya ulaşabilir.
Enterotoksemi nasıl kontrol altına alınır?
Clostridialar bakteri olsa da, antibiyotik tedavisiyle mücadele etmek mümkün değildir. Bunun iki temel nedeni vardır: Birincisi, hastalık bakterilerin kendisinden değil, ürettikleri toksinlerden kaynaklanır; ikincisi ise, ilk klinik belirtiler ortaya çıktığında müdahale etmek için artık çok geç kalınmış olur.
Enterotokseminin kontrolü yalnızca koruyucu önlemlerle mümkündür. Bu koruma iki ana başlıkta ele alınır:
1️⃣ Hijyen önlemleri
2️⃣ Tıbbi önlemler
Hijyen önlemleri, hastalığı tetikleyebilecek faktörlerin kontrolü ile ilgilidir. Bu nedenle, yem yönetiminde özellikle rasyondaki nişasta miktarına çok dikkat etmek, bir çiftlikte ya da besi işletmesinde enterotoksemi görülme sıklığını azaltmanın en etkili yollarından biridir.
Hayvanlarda stresi azaltmaya yönelik önlemler almak ve iyi bir bağışıklığın korunmasını sağlamak da aynı şekilde önemlidir.
Bu hijyen önlemlerine ek olarak, alfa toksoid içeren bir aşı ile aşılama da etkilidir.
Aşılama protokolüne doğru şekilde uyulduğunda, alfa toksini nötralize edebilecek antikor düzeyi aşılanmamış hayvanlara göre daha yüksek olur ve dolayısıyla bu hayvanlar bakterinin anormal çoğalmasına karşı daha dirençli hale gelirler.
Ana mesaj
Enterotoksemi, bağırsakta bulunan clostridiaların anormal çoğalmasına bağlı olarak gelişen ve buzağı ile genç sığır yetiştiriciliğinde önemli bir sorun oluşturan bir hastalıktır. Etkili bir tedavi yöntemi olmasa da, çiftlikte bu hastalığın ortaya çıkma riskini azaltacak ya da tamamen ortadan kaldırabilecek kontrol önlemleri mevcuttur. Hijyen önlemleri ve aşılama uygulamalarının birlikte kullanılmasının, etkili olduğunu kanıtlamıştır.
Yorumlarınızı buraya bırakın